Akademik Erteleme Eğilimi

AKADEMİK ERTELEME EĞİLİMİ
ÖZET
Bu çalışmanın amacı üniversite öğrencileri arasında yaygın olarak görülen akademik erteleme davranışı ile mükemmelliyetçilik kişilik özelliği arasındaki ilişkinin yordanmasıdır. Bu araştırmanın örneklemi Giresun Üniversitesi bünyesinde eğitim veren Fen-Edebiyat Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Fakültesinde eğitim hayatını sürdürmekte olan 758 (158’i kız, 600’ü erkek) üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Bu çalışmanın yöntem kısmında bilgi edinme aracı olarak Kişisel Bilgi Formu ve Erteleme Davranışı Değerlendirme Ölçeği Öğrenci Formu kullanılmıştır. Yapılan araştırma sonuçlarına göre akademik erteleme davranışıyla mükemmelliyetçilik kişilik özelliği arasında anlamlı korelasyonel ilişkilerin varlığı ortaya konulmuş, mükemmeliyetçi kişilik özelliğine sahip olan üniversite öğrencilerinin mükemmelliyetçi kişilik özelliğine sahip olmayanlara göre erteleme davranışına daha sık olarak başvurduğu gözlemlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Akademik erteleme eğilimi, genel erteleme davranışı, mükemmelliyetçi kişilik özelliği, üniversite öğrencileri
akademik-erteleme-egilimi
GİRİŞ
Erteleme Eğiliminin Tanımı Erteleme eylemi; tamamlanması gereken sorumlulukları gerçek dışı bir eğilim ile başka bir zamana öteleme davranışı olarak tanımlanmaktadır (Flett, Blankstein ve Martin, 1995). Knaus (1998) ise ertelemeyi, ilk iş olarak görülen ve önceliği olan eylemi geciktirmek, sonraya bırakmak olarak açıklamıştır. Bunun yanında, bugün yapılması gerekenlerin yarına bırakılması olarak da tanımlanabilir (Ferrari, Johnson ve McCown, 1995). Erteleme eğilimi karar vermeyi, bir işi gerçekleştirmeyi geciktirme ya da ertelemeye yönelik davranışsal bir eğilim ya da bir kişilik özelliği olarak tanımlanmaktadır (Milgram, Mey-Tal, ve Levison, 1998). Bunun yanında daha spesifik olarak erteleme eğiliminden bahsedilecek olursa, bir bireyin yapma kapasitesine sahip olduğu ve yapmaya daha önceden karar verdiği önemli bir işi gereksiz bir biçimde erteleme davranışı olarak tanımlanmaktadır (Grecco, 198; Akt.: Farran, 2004). Literatürde belli biçimlerde yer alan bu kelime terimsel olarak, Latince yarına kadar ertelemek anlamına gelen “procrastinatus” fiilinden türemektedir (Balkıs, 2006). Ayrıca Ellis ve Knaus (1977), erteleme eğilimini görevi ertelemede, her zaman her şeyin en iyisini, en mükemmelini yapmaya ya da kaçınılmaz olan gelecekteki kazançlar için halihazırdaki acılara katlanmaya yönelik mutlak bir talep gibi kendi kendini engelleme (selfdefeating) felsefesinde ileri gelen, bireylerin problematik bir alışkanlıgı ya da kişilik özelligi olarak tanımlamaktadırlar. Buna benzer olarak, Silver ve Sabini (1981;Akt. Farran, 2004: 12), erteleme eğiliminin kendi kendini aldatma ya da kendi kendini engelleme şeklinde akılcı olmayan bileşenleri içerdiğini savunmuşlardır. Psikolojik danışmanlar ve çeşitli akademisyenler de erteleme eğilimini, bireyin kabiliyetlerinin önemli bir işlevsizliği ve tamamlanması gereken bir görevi ertelemeye yönelik irrasyonel bir eğilim olarak kavramsallaştırmışlardır (Milgram, Sroloff ve Rosenbaum, 1988:197).
Erteleme, eski bir tarihi olan fakat incelenmeye yeni başlanan bir çalışma alanıdır. Araştırılmaya başlanması otuz ile kırk yıl öncesine dayanmasına rağmen varoluştan beri süregelen bir sorunsaldır. Rutin hayatın her anını baskılayan bu davranış problemini yaşayan kişiler, yaptıkları planlara uyma ve bu planları uygulama aşamalarında büyük sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Bu tip bireyler bir plana başlamakta hızlı ve istekli davransalar da bu davranışı uzun süre devam ettirememektedirler. Birtakım araştırmacılar erteleme eğiliminin içeriğinin tam anlamıyla kavranabilmesi için erteleme eğiliminde olan bireylerin her zaman değişmez bir biçimde izledigi on bir temel adım ileri sürmüşlerdir.
Bu adımlar:
1- Erteleme eğilimine sahip bireyler bir görevi tamamlamayı isterler ya da sonucun yararlı olabilecegini anladıkları için en azından bunu yapmayı kabul ederler.
2- Kabul edilen iş ve oluşu yapmak için kesin bir karar alırlar.
3- Anlamsız ve geçersiz bir biçimde karar verilen davranışı yapmayı ertelerler.
4- Erteleme davranışının avantajlarının yoksunluğunu ya da dezavantajlarını fark etmezler.
5- Gerçekleştirmeye karar verdikleri davranışı ertelemeye devam ederler.
6- Erteleme davranışı için kendilerini azarlarlar. (Var oluşlarını aşağılamaya karsşı rasyonelleştirme mekanizmasını kullanarak ya da kendi bilincinden çekip atarak kendi kendilerini savunurlar) .
7- Ertelemeye davranışına devam ederler.
8- İşlerini tamamlamak için son teslim tarihine çok yakın bir zamanda acele ederek bitirmeye çalışırlar ya da görevlerini çok geç tamamlarlar ya da hiçbir zaman tamamlayamazlar.
9- Bu lüzumsuz ertelemelerinden dolayı kendilerini rahatsız (tedirgin, sıkılgan, mahçup) hissederler ve suçlarlar.
10- Bu biçimde gerçekleştirilen erteleme davranışının tekrar olmayacağı konusunda kendi kendilerine güvence verirler ve bu önleme taahhütlerinde tamamen ve içtenlikle kendilerini inandırırlar.
11- Sonuç olarak bundan sonra özellikle eğer komplike, zor ve tamamlaması zaman alıcı bir görev olursa tekrar erteleme eğilimine girerler (Ellis ve Knaus,1977).

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir